27 Ocak 2015 Salı

İlk Kardeş Haberi

Nazife'nin hamileliğini bir müddet Duru'ya söylemedik. Biraz sürprizli bir çocuktu Mavi. Duru dönem dönem yanımıza sokulup kardeş istediğini söylüyor ama ısrarcı olmuyordu. Bu sonuca ulaşmayan isteklerini engellemek için henüz çocuk düşünmediğimizi söylüyorduk. Bu konuda fikrimiz netti ve yakın dönemde değişecek gibi görünmüyordu. Duru'ya bunu net bir şekilde anlattıktan sonra soruları kesildi. Yine de nadiren de olsa anneannesinden ufak tefek haberler alıyorduk, kardeş konsunda en azından ona açılıyordu.

Mavi'nin gündemimize bomba gibi düşmesinin şokunu atlattıktan sonra bunu bir şekilde Duru'ya aktarmamız gerekti. Ancak bunu pattadanak söyleyemezdik. Bunca net olduğumuz bir konuda bir akşam eve gelip "biz çocuk yapıyoruz, sana kardeş geliyor" diyemezdik. Bize olan güveni sarsılabilirdi. Bu yüzden yavaş yavaş bir kardeş fikrine sıcak bakmaya başladık. İlerleyen günlerde yine anneannesine "annemle babam galiba kardeş konusunda fikirlerini değiştiriyorlar" demişti, bizim akıl topacımız. Evet değiştiriyorduk sevgili kızım, ama şartlar bizi buna yönlendiriyordu.

Bir akşam, artık Duru'ya bu konuyu açma zamanının geldiğine emin olduk ve konuyu ufak ufak açmaya başladık. Doktordan bir randevu almış ve çocuk konusunu konuşmuştuk. Doktor da bize çocuğumuz olacağını söylemişti. Anlatacağımız buydu. Duru'yla salonda konuşmaya başladık. Önce karı koca olarak birbirimizi ne kadar sevdiğimizden, sonra ikimizin Duru'ya olan sevgisinden bahsettik. Sonra doktor kısmı ve son noktaya vardık. 

Duru, senin bir kardeşin olacak. Annen hamile.

Salonda kanepelerin birinin üzerine uzanmış konuşuyorduk. Duru bunu duyunca uzandığı yerde doğruldu, yüz üstü döndü, kıçını havaya dikerek kafasını kanepeye dayadı. Biz önce düzelir, nasıl olsa soru falan sorar diye üstelemedik. Yalnız Duru doğrulmadı. "Kızım iyi misin, yüzünü döner misin" diyoruz ama nafile, dönmüyor. Güç bela dönderdik. Ağlamaklıydı, gözlerinden biraz yaş gelmişti. "Niye böyle yaptın Duru'cuğum, neden dönmedin, bir şey demedin" diye sorduk. Duru cevabını verdi:

"Sevinçten söyleyecek bir şey bulamadım, o yüzden öyle kaldım."


İyi ki böyle çocuğun anne - babasıyız dedirten bir insan, Duru...

3 Ocak 2015 Cumartesi

Cinsiyeti?

Az aşağıda ismini yazdım ama cinsiyete dair bir şey yazmamışım.

Aralık ayındaki doktor kontrolümüzde (yine Onur hocaya gidiyoruz) bebeğimizin cinsiyeti de netlik kazandı. Nazife'nin yeni misafiri de ablası gibi bir hanımefendi. Ablası gibi birisi mi acaba gerçekten de? Keşke olsa... Hatırladığımız kadarıyla ablasından daha hareketli, annesinin içinde sürekli dönüp duruyor. Yemeklerden sonra daha bir iştahlı turluyor etrafı.

Bir hanımefendi ama belki de sidikli bir kontes gelecek, bilinmez.

Biz ona Mavi adını uygun gördük, bir önceki yazıda belirttiğim üzere.

Mavi

Sana Mavi demeye karar verdik. Cümle içinde yazılırken baş harfi büyük olan bir mavi…

Bu isim sadece bir renk ismi değil. Sevdamızın ismi,  dünyamızın ismi, hüznümüzün ismi. Sen de delice sevdalan, bu dünyayı kucakla, bunları yaparken de çantandan hüznü eksik etme. Çünkü hüzünsüz olmaz insan evladı. Olana da insan denmez.

Sene 2015, ilk günlerindeyiz. Biz seni son yüz yılda sanayiye kurban edilmekten kaçınılmayan bir dünyanın henüz tam olarak yiyip bitiremediği masmavi bir dünyaya getiriyoruz. Bu dünyanın renginden al, bu dünyanın rengine renk kat diye.

Dün annenle sana “Mavi” demeye karar verdik. Adın bu, hayatın da masmavi olsun…